26 Şubat 2015 Perşembe

- Tanışma Fasılları -2-

   Bugün benim 'mavi' dünyama çok özel misafirlerim var arkadaşlar ama önce bir şeye açıklık getirmek istiyorum.Nedir bu mavi takıntın ya hu? Denmiş blogum hakkında hepsini olmasa da arada ki çatlaklardan sızan bazı yorumları işitir gibi oldum.Peki o zaman bu sefer ben size soruyorum.Hazır mısınız?

  Hayatta gözleri hariç her yerde bir 'mavi' arayan, siyahı mavinin en koyu tonu; beyazın mavinin en masum tonu olduğu için, ve sırf maviye en yakışan rengi yanına kattığı için Fenerbahçe'li olan bir kız düşünün.En çok mavi aradığı fakat bulamadığı gözlerinde ela renge gizli yeşil tonuyla sırf yeşilin sırf mavinin sarıyla muhteşem bir hazla bütünleşmiş rengi olduğu için övünen bir kız...Ve bu kız öyle mavi yaşıyor ki hayatını, ağladığı zaman sanki çaresi o dünya denen can fanusun dört bir yanını saran gökyüzündeki beyaz bulutların yumuşacık kollarındaymışcasına muhtaç bir o kadar da huzurla en büyük aşkı maviyle buluşmasında o an ki en büyülü filmi izlercesine gözlerini ondan ayırmayan bir kız...Tek başına sahildeyken bir bank üstünde denizin o şefkatli dalgalarını battaniye edinen bir kız...Şimdi cevap istiyorum bu kız için mavi mi dünya yoksa dünyası mı mavi?

   Öhöm öhöm velev ki konumuz bu değildi.Lakin yine utangaçyazar' ınız biraz fazla konuştu.Misafirlerim var bugün benim siz deyin ki o, bu, şu, bunlar, şunlar, onlar ben diyeyim iyilik, sağlık, mutluluk, huzur...Misafir misafirdir; kim olduğundan çok ne kadar hoş geldiği önemlidir.10 bereketiyle gelip 9'unu bize armağan edip 1'ini yanına yoldaş alıp gidenlerden bahsediyorum...Ben ne ev geçindiriyorum ne de sorumlu olduğum çocuklarım var benim bereketim kalemim, klavyem, mavi defterim ve maviden hayallerimdir...Bana verilecek en yararlı armağan ne bir şık kıyafet ne de bir peluş ayıcıktır.Benim istediğim tek şey birkaç şirin ilham perisi ve beni daha da heveslendiren umut ışıklarıdır. Misafirlerim yine elleri dolu gelmişler.Bakın işte tam istediğim gibi ilham periciklerimle gelmişler ki şu an bu cümleleri mavi sandalyemin üzerinde ellerim siyah lakin tabiki mavi ışıkları olan klavyemin üzerinde sizlere iletiyorum.Hepinizin huzurunda teşekkürlerimi altın tepsilerde gümüş tepsilerde sunuyorum o güzel misafirlerin zat-i hallerine.Şimdi misafirlerimi tanıtıyorum kulaklarınızı iyi açın benim misafirlerim; şu an evet tam da şu an bu kelimeyi okuyan sizlersiniz...Her biriniz...İnanın ki her birinizi tanımak isterdim.Ben bu hayatta bir benzerimi bulabilme ümidiyle herkesi tanımak isterdim.İnsan yalnızdır diye düşünürdüm bende bunun sebebi olduğu gibi tedavisi de vardır.Yeni bir insan...Senin düşüncende ki yuvasına sokulan bir anahtar misali o parçaları birleştirecek ve kilidin içindeki saklı ruh ikizini serbest bırakacak yeni bir insan...Ben yine kendimden çok bahsettim sanırım.Sahi benim ruh ikizimi gören var mı? Bana da bir haber verin hayrına, senelerdir arıyorum ama bir gün bulacağım.Belki de çok yaklaştım.Belki de siz yaklaştınız...

Pes etmek yok hadi millet kaybedilen ikizi bulma vakti geldi yelkenler fora !!!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder